Kocaeli BizimŞehir - Güncel
Yapı stoğumuzun depreme dayanıklılık testlerinin yapılması zorunludur
Yapı stoğumuzun depreme dayanıklılık testlerinin yapılması zorunludur
Bu yılın başında İyi Parti’ye geçen Kocaeli Büyükşehir Belediyesi eski Başkan Vekili ve yüksek mimar Zekeriya Özak, Türkiye’nin deprem ve afetlerle mücadelesine katkı sağlayacak önemli tavsiyelerde bulundu
9 Aralık 2022 Saat: 17:13
Dünyanın gelişmiş bütün teknolojilerine rağmen depremlerin nerede, ne zaman ve hangi şiddetle gerçekleşeceğini önceden kesin olarak belirleyen bir sistem henüz bulunmamaktadır. Türkiye bir deprem ülkesidir. Ülkemiz topraklarının % 92'sinin deprem tehditi altında olduğu bilinen bir gerçektir.Kentlerimiz sık sık depremlere maruz kalmakta ve birçok can ve mal kayıplarına uğramaktadır. Yeni yapılacak binalarla ilgili güvenli bina yapmak konusunda yeterli bir bilgi ve donanıma sahip bir ülkeyiz. Ancak eski binaların depreme dayanıklılığıyla ilgili ülke çapında yeterli bir bilgi maalesef yoktur. Depremler vurduğu kentlerde zayıf binaları ayıklamaktadır. Durum böyleyken kamu otoritelerinin bugüne kadar ülke çapında bir çalışması maalesef olmamıştır.
Türkiye 17 Ağustos 1999 Gölcük depremiyle çok büyük acı yaşamıştır. Resmi rakamlarla 18 393 kişi ölmüş, 48 901 kişi yaralanmış, 133 683 bina çökmüş ve yaklaşık 600 000 kişi evsiz kalmıştır. Türkiye yapı stoğunun % 70’e yakınının 1999 depreminden önce yapılan yapılardan oluştuğu, İstanbul’da ise yapı stoğunun % 75’inin (yaklaşık 3,1 milyon konut) 2000 yılından önce yapıldığı bilinmektedir. İlk en kapsamlı deprem yönetmeliğinin 1998 yılında çıkartıldığı, o tarihlerde hazır beton kullanımının yaygın olmadığı ve yapılarda deniz kumunun kullanıldığı bilinen bir gerçektir. İBB’ye bağlı İPA ( İstanbul Planlama Ajansı )’nın yaptığı deprem senaryosunda olası bir İstanbul depreminde hasar alması muhtemel bina sayısının 86 400’den fazla olacağı açıklanmıştır. Tüm kentler için benzer bir tehlike ülkemizi maalesef tehdit etmektedir. Yapılması gereken iş ülke çapında yapı stoğumuzun depreme dayanıklılık testlerinin ivedi bir şekilde yapılmasıdır.
ÖNERİLER:
1- AFET BAKANLIĞI’NIN KURULMASI
Deprem ve diğer afetlerle (tsunami, heyelan, sel, çığ vb) ilgili bir Afet Bakanlığı’nın ivedi bir şekilde kurulması büyük önem arz etmektedir. Bu bakanlık planlama, önleme, zararları azaltma, yatırım ve koordinasyon gibi görevleri üstlenmelidir.
2- BAĞIMSIZ UZMANKURULUŞLAR OLUŞTURULARAK DEPREM TESTLERİNİN YAPILMASI
Türkiye deprem tehlike haritası 18 Mart 2018’de Resmi Gazete’de yayınlanmış, 1 ocak 2019’da yürürlüğe girmiştir. Bir planlama yapılarak ve 1. derece deprem bölgelerinden başlayarak (İstanbul başta olmak üzere) sonrasında 2., 3., 4., 5. bölgelere yaygınlaştırılarak tüm Türkiye’de gerçekleşecek şekilde:
Öncelikle 1999 depremi öncesi yapılan tüm binalar (ki riskli binaların büyük bir kısmı bunların içindedir) hasar durumuna bakılmaksızın deprem güvenlik testlerine tabi tutulmalıdır. Bu testler kurulacak olan BAĞIMSIZ UZMAN KURULUŞLAR ( Araç muayene istasyonlarınkine benzer) tarafından kamu tarafından belirlenecek kriterlere bağlı kalarak yapılmalıdır. Bu testlerin finansmanı, Afet Bakanlığı’nca veya Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nca oluşturulacak fonlardan sağlanıp vatandaşa ek yük getirilmemelidir.
3- TEST SONUÇLARINA GÖRE BİNALARIN SINIFLANDIRILMASI
Yapılacak testlerde üç ana sınıf belirlenecektir.
3.1. Deprem Güvenli Binalar: Sıfır ölüm hedeflenerek yapılan testlerde güvenli görülen binalara GÜVENLİ YAPI SERTİFİKASI verilmelidir. Bu sertifika tüm yapıların alım satımlarında, devirlerinde veya kiralanmalarında zorunlu olarak aranmalıdır.
3.2. Güçlendirilecek Binalar: Yapılan testlerde güçlendirilmesi gereken binalar uzun vadeli düşük ödemeli kaynaklar oluşturularak güçlendirilmesi sağlanmalıdır. Güçlendirilmesi tamamlanan binalara da güvenli yapı sertifikası verilmelidir.
3.3. Deprem Güvensiz Binalar: Bu binaların derhal boşaltılması sağlanmalı, yıkımı ve sonrası süreçlerle ilgili yasal düzenlemeler yapılmalıdır, ancak ruhsatlı ve iskanlı binalarda en az aynı imar hakkı verilerek dönüşümü teşvik edilmelidir.
Yıkılıp yeniden yapılacak ve ya güçlendirilecek binalarla ilgili dönüşümü teşvik edecek uzun vadeli geri ödemeli finansman modelleri geliştirilmeli, şu an yürürlüğe girmiş olan sosyal konut projesi riskli yapılar öncelenerek gerçekleştirilmelidir. Tüm bu çalışmalar bakanlık koordinasyonunda yerel yönetimlerle iş birliği içinde zamanlaması planlanmış ve yasal alt yapısı oluşturulmuş bir şekilde yapılmalıdır.
4- MEVCUT YAPILARIN MUAYENESİ
Ülkemizde bina asansörlerinin muayenesi zorunlu. Kırmızı etiket alan asansör kullanıma kapatılıyor. Isı yalıtımı ile ilgili Enerji Kimlik Belgesi artık zorunlu olarak isteniyor. Ancak binanın kendisi iskan aldıktan sonra bir daha denetlenmiyor. Zaman içinde taşıyıcı sisteme kolon keserek ve ya farklı bir şekilde zarar verilebiliyor, ya da taşıyıcı sistem doğal nedenlerden zayıflayabiliyor. Bu nedenlerle binaların yine aynı uzman kuruluşlar tarafından (örneğin 5 yılda bir defa) muayene edilmesi sağlanabilir böylelikle tüm yapı stoğumuz depremsellik yönüyle denetlenmiş olacaktır.
                                                                                                                                                                                                                                                                                                          M.Zekeriya Özak
                                                                                                                                                                                                                                                                                                             Yüksek Mimar