Adatepe Bölgesi’nin devlet ormanı olarak koruma altında olmasına rağmen 1985 yılında 49 yıllığına bir şirkete kiralandığını ve bu alanda kimyasal depolama tesisleri ile İzmit Körfezi’ne liman inşa edildiğini hatırlatan Tarhan, 2008 yılında tesisleri ve limanı devralan şirketin daha önce de kapasite artışına gitmek için başvurduğunu hatırlatarak, “Tesiste şu anda aktif olan 63 tank bulunuyor. 2020 yılında şirket burada 20 tank daha yapmayı talep etmiş, ÇED raporu olumlu çıkmıştı. Bölge halkı bu karara karşı mahkeme yoluna gitti. Yargılama halen sürüyor. Ama firma kapasite büyütme ısrarından vazgeçmiyor. Şimdi de 57 tank eklemek isteyen şirketin hedefi 140 adet tankla depolama kapasitesini 216 bin 277 metreküpe çıkartmak.” dedi.
"YILLAR İÇİNDE İZMİT KÖRFEZİ'Nİ YOK ETTİLER"
Tarhan, uydu görüntülerini de göstererek şunları söyledi. “Uydu görüntülerine bakınca yıllar içinde yatırım ve kapasite geliştirme adı altında kıyılarımıza verilen zarar ortada. İzmit Körfezi adeta yok oldu. Adatepe Dilovası’nın yeşil alanıydı. Burada yeşili de yok ettiler. Doğaya verilen bu zarar kadar önemli bir husus da çevre kirliği, yoğun kimyasal atık sonucunda Dilovası’nda kanser vakalarının artıyor olmasıdır. Çevre için tehdit olmanın ötesinde bu ağır sanayileşme insan sağlığını da tehdit etmektedir. İzmit Körfezi’nin çevresinde bulunan 34 limandan 18’inde kimyasal ürünlerle ilgili tesisler bulunuyor. Bölgede endüstriyel kazaların ve felaketlerin önlenmesi adına yapılması gereken çalışmalar da güvenlik açısından büyük önem taşıyor. Ama biz buradaki tesislerin aldıkları tedbirlere dair bir denetim var mı bilmiyoruz. Ama henüz 20 ek tank için yargılama süreci tamamlanmamışken, şimdi 57 ek tank talebi firmaların tek odağının kazanç olduğunu gösteriyor. Biz bu başvurunun çevre, doğa ve insan sağlığı yönünden çok dikkatli incelenmesini talep ediyoruz. Sorularımızın Bakanlık tarafından ivedilikle cevaplanmasını bekliyoruz. Çünkü burası adeta patlamaya hazır bir bomba haline geliyor.”
"KOCAELİ HALKI TEHLİKEYE ATILMAMALI"
Daha önce Birleşmiş Milletler ve Kocaeli Sanayi Odasının işbirliğinde APELL Projesi ile kapalı çevrim telsiz sistemi ile olası yangın, paklama ve sızıntıda hızlı müdahale ve en az can kaybı yaşanması amacıyla gerçekleştirilen çalışmaların yeni teknolojilerle güçlendirilmesi gerektiğinin altını çizen Tarhan, “1989 yılında Kocaeli’de meydana gelebilecek kimyasal, endüstriyel kazaların önlenmesi, acil alarm mekanizmalarının kurulması gibi tedbirleri içeren APELL projesinin günümüz teknolojileri ile desteklenmesi yönünde mutlaka çalışmalar yapılmalı, bununla kalmamalı, Türkiye’nin de taraf olduğu Büyük Kazaların Önlenmesi Direktifi - Seveso Direktifine kapsamında çıkartılan Büyük Endüstriyel Kazaların Önlenmesi ve Etkilerinin Azaltılması Hakkında Yönetmelik’te düzenlenen yükümlülükleri de firmalar mutlaka yerine getirmeli ve bu çalışmalar da sıkı sıkıya denetlenmelidir.” dedi.
Tarhan, Bakanlığa şu soruları iletti: