Dil, düşünce ve medeniyet kavramlarını derinlemesine, Türk ve Dünya edebiyatından örneklerle anlatan Prof. Dr. Andı, “Batı, kendi medeniyetinin kavrayıcı ve bütüncül olarak yorumlarken, Doğu medeniyetini bölerek itibarsızlaştırmak istemektedir. Batı dünyasında, Doğu medeniyeti ile ilgili çalışma yürüten oryantalistler, Türkçe’nin ve diğer doğu dillerinin arındırılması konusunda da çok fazla önerilerde bulunuyorlar. Oryantalistler, Araplara gidip, Kur’an Arapçasının, Arapların asli Arapçasını bozduğunu iddia ediyor. İran’a da gidip 'Senin Farsçanı Arapların dini kavramları bozuyor' diyor. Ayrıca, bazı konuları öne çıkarıp bazılarını da unutturarak, adeta 'Sen busun' diyorlar. Biz de İngiliz, Alman veya Amerikalı 'Sen busun' dedi diye hemen kabul ediyoruz. Toplumları, kavram ve terimler üzerinden bir ayrışmaya götürmeye çalışıyorlar. Bu nedenle son yıllarda çokça lügat çalışması yapılmıştır. Bu çalışmalar da toplumda ayrışmaya neden olmuştur. Bir Alman, İngiliz veya İtalyan kültüründe dilde arınma çalışması göremezsiniz.” diye konuştu.
“EN BÜYÜK TEHLİKE KENDİ KAVRAMLARIMIZI UNUTMAKTIR”
Her medeniyetin kendisine özgü bir ifade tarzı ürettiğini söyleyen Fatih Andı, “Her medeniyet bir dildir aslında. İnsanlığa bir şeyler söyler. Bunu da düşünceyle söyler. Her medeniyet bir algı üretir, idrak biçimi üretir. Bu idrak biçimleri de düşünceyi bir mekanizma olarak ortaya çıkarır. Biz kendi medeniyetimizin kavramlarını, öbür Batı medeniyeti kendi dairesinin kavramlarını üretir ve onun içerisinde düşünür, onun içerisinde kendisini geleceğe taşır. Biz de kendimizi kendi kavramlarımızla geleceğe taşırız. Bizim medeniyetimiz için en büyük tehlike kendi kavramlarımızı ya unutmak -çünkü bize unutturuldu- yahut da bu kavramları sıradanlaştırmak, yozlaştırmak.” ifadelerinde bulundu.
Başiskele’den ve çevre ilçelerden gelen vatandaşların katılım sağladığı söyleşi, soru-cevap bölümünün ardından tamamlandı.