Saadet Partisi İl Başkanı Zafer Mutlu haftalık basın toplantısını gerçekleştirdi. Ülkemizdeki eğitim ve ekonomi politikalarını eleştiren Başkan Mutlu’nun açıklaması şöyle: ‘Bugün, eğitim öğretim sezonunun başlaması dolayısıyla eğitim başlığında görüşlerimizi sizlerle paylaşmak istiyorum. Değerli arkadaşlar, her geçen yıl kaliteden daha da uzaklaşan bir eğitim-öğretim modeliyle yüz yüzeyiz. Yüz binlerce fedakâr öğretmenin görev yaptığı milli eğitimimiz, ülkeyi 21 yıldır yönetenlerin beceriksiz, tutarsız ve vizyondan uzak politikalarıyla adeta felce uğramıştır. Eğitim, kaliteli, nitelikli, eşit ve ücretsiz bir şekilde sunulması gereken bir kamu hizmeti iken yaşanan ekonomik kriz de felç olmuş bu sistemin üzerine tuz biber ekmiştir.

PSİKOLOJİK YIKIM

Yaşadığımız ekonomik krizin yakıcılığı en çok da velileri ve öğrencileri etkilemektedir. Alım gücünün her geçen gün azaldığı ülkemizde dar gelirli insanımız, çocuklarını okutamama seçeneğini düşünmek zorunda bırakılmaktadır. Servis ücretlerinden okul araç gereçlerine kadar fiyatların katlandığı ülkemizde özellikle sabit gelirli vatandaşlarımız, büyük bir psikolojik yıkımla karşı karşıyadır.

EĞİTİMİ ÇÖKERTİYOR

Vatandaşlar, bu ekonomik yıkım tablosu dolayısıyla çocuğuna karşı acziyet görüntüsü yaşarken, bu yıkımın sorumlusu zevatı muhteremler beceriksizliklerini perdelemek için ekonomik sıkıntının psikolojik olduğunu söyleyebilmekte, evine ekmek getiremeyen, kirasını ödeyemeyen, çocuğuna harçlık veremeyen vatandaşın psikolojik çöküşüyle adeta dalga geçmektedirler. Okul kantinlerinde bir tost 40 TL olmuş, kimin umurunda? Öğrencilerden aleni para toplamaya cesaret edemeyen okul yönetimleri fahiş kantin kiraları üzerinden öğrencilerden para topluyormuş, kimin umurunda? Okul giderlerine yeterli katkıyı sunmayan ve okul yönetimlerini böyle dolaylı tahsilata yönlendiren hükümet ise olay mahallinde hiç yokmuş, kimin umurunda?

BİR ACZİYET FOTOĞRAFI

Değerli basın mensupları, OECD’nin dün açıkladığı rapora göre Türkiye, orta öğretim harcamalarında 40 ülke arasında sadece Kolombiya ve Meksika’yı geçerek 38. sırada kendine yer bulabiliyor. Aynı raporda Türkiye öğrenci başına 5 bin dolar bile harcama yapmazken, Lüksemburg’un 25 bin dolar harcama yaptığı beyan ediliyor. Hani biz eğitime çok önem verirdik? Savunma Bakanlığı bütçesiyle yarışırdı, hani bizim bütçemiz?

FARKINDA DEĞİL MİSİNİZ?

Yandaş yayınevlerine ve meşhur gazete matbaalarına kaynak aktarmak için bastırılıp okullarda dağıtılan okul kitaplarıyla mı eğitime katkı sunmuş oluyorsunuz? Bu kitapların hiçbir işe yaramadığını, yardımcı kitapların ve test kitaplarının artık zorunlu kitap haline dönüştüğünü, yardımcı materyaller dolayısıyla bir kez daha vatandaşın cüzdanının boşaltıldığının farkında değil misiniz? Soru şu; bir devlet, işe yaramayan bir kitabı neden bastırır ve dağıtır arkadaşlar? Yardımcı kitapları kendi bastırmaya çalışsa da bu defa yardımcı kitabın yardımcısından da eğitim sistemi soyutlanamıyorsa, bir sistemin baştan sonra sorgulanması gerekmez mi? Müfredatı olmayan seçmeli derslerle övünen bir milli eğitimden kim, ne bekleyebilir?

DERSANENİN ADI KURS OLMUŞ

Ülkemizde yaygınlaşan, okullar ve ders kitapları yetmiyor algısı, özel kursların ve etüt merkezlerinin pıtrak gibi çoğalmasından da anlaşılmaktadır. Hani bunlar dershaneleri kapatmışlardı? Adı kurs olunca sorun çözüldü mü yoksa? Eğer okullarınız ve ders kitaplarınız yeterliyse, neden veliler konu anlatımı ve test kitabı adı altında ilave kaynağa ve özel kurslara her yıl tonlarca para akıtmak zorunda kalıyor? Fen Lisesine giden bir öğrenci bile kendini üniversite hazırlık kurslarına gitmek zorunda hissediyorsa bu sistemin çivisi çıkmış değil de nedir? Hayatın ve sokağın gerçekleri ortadayken, asgari ücretlinin 11.400 TL, emeklinin 7.500 TL aldığı bir dönemde eğitimde fırsat eşitliğini bu politikayla nasıl sağlayacaksınız?

EĞİTİM YAZ-BOZ TAHTASI

Ak Parti iktidarları döneminde en fazla bakan değişikliğinin Milli Eğitimde olması da sistemin yaz boz tahtasına döndüğüne bir başka kanıt olsa gerektir. Hatırlar mısınız bilmiyorum? Ak Partinin ilk iktidar olduğu dönemlerde büyük bir vaveylayla Fatih Projesini açıklamışlardı. Akıllı tahta vs reklamlarıyla eğitimi çağ atlatıyorlardı. Ne oldu o proje, bilen var mı arkadaşlar? Ya da o projeyle kimlerin cebine çöp mahiyetinde materyallerle ne kadar kaynak aktarımı yapıldı, sorgulayan var mı? Sadece o proje bile hükümetin yönetim anlayışındaki öngörüsüzlüğün ve vizyonsuzluğun fotoğrafını vermeye yetmektedir.

HER İLE ÜNİVERSİTE HANGİ SORUNU ÇÖZDÜ?

Kıymetli basın mensupları, önümüzdeki günlerde üniversiteler açılıyor. Öğrencilerin en hayati sorunu olan barınma konusunda hükümet bir çözüm üretememiştir. Yeterli sayıda yurt oluşturamayan hükümet, sığınmacı politikasıyla kiraların da uçuşa geçmesine sebep olmuştur. Sadece bu mu? Üniversitelerimiz ve üniversite mezunlarımızla ilgili onca çözülmesi gereken konu varken, fındık kabuğu doldurmayan gündemlerle meşgul ediliyor insanımız maalesef.

ÜNİVERSİTELİLER İŞSİZ

Değerli arkadaşlar, meslek eğitimini yok eden 8 yıllık kesintisiz eğitimi eleştirerek iktidara gelen Ak Parti, bir süre sonra bu süreyi 12 yıla çıkararak meslek sahibi gençleri bitirme noktasına getirmiş ve imalat sektöründeki ara elaman ihtiyacının zirveleşmesine ön ayak olmuştur. Bununla da kalmamıştır. İhtiyaca odaklanmadan istihdam sorununu birkaç yıl öteleme aşkına herkesin üniversiteye gitmesi için neredeyse her ilçeye yetersiz öğretim üyesiyle kalitesiz üniversite ya da yüksel okulları yaygınlaştırarak bir büyük yanlışa daha imza atmıştır. Ve şimdi yüz binlerce üniversiteli işsizle baş başa kalınmıştır. Bir tarafta ara elaman arayan işletmeler, bir tarafta iş arayan üniversite mezunları… İşte bu, Ak Partinin 21 yıllık eğitim politikasının onur tablosudur arkadaşlar. Ve bu vahim durumu ve tehlikeyi anlama kapasiteleri bile yok bunların. Hala her ile üniversite açmasıyla övünüyor Erdoğan. Allah akıl fikir versin.

SİYASETİN APARATI MÜLAKAT

Yıllardır eğitim sistemini, sosyal ve ekonomik düzeni perişan ederek gençlerimizin ümitlerini, hayallerini çalan bu iktidar, mülakat operasyonuyla da kamuda işe girmek isteyenin aldığı puandan ve başarısından önce referansına yani torpiline bakıyor. Bin bir meşakkatle okuyup üniversiteyi bitiren yüz binlerce genç, eğitim gördükleri alanlarda iş bulamadıkları için ya vasıfsız statüde asgari ücrete talim ediyor, ya yurt dışına gitmenin yolunu arıyor ya da bunalıma giriyor.

ÇARK PATİNAJI

En verimli çağında öğrencileri maddi zorluklarla boğuşturan, aileleri kara kara düşündüren bu ortamın sorumluları hayati sorunlara odaklanmak yerine mülakatla ilgili çark patinajı yapmayı tercih edebiliyor. Yurda yerleşemeyen bir üniversite öğrencisinin aylık barınma gideri 10 bin TL civarındayken yetkili isimlerin başka hiçbir konuda beyanat verme hakkı olamaz arkadaşlar. Erdoğan’dan alıştığımız çarklara bakanlar da el atmış gibi, daha önce faiz konusunda Mehmet Şimşek’le, şimdi de mülakat konusunda Yusuf Tekin’le bizlere çark egzersizleri izletiliyor.

OKULLAR SİYASETİN ARENASINA DÖNÜŞTÜ

Değerli arkadaşlar, mülakatın kaldıramamalarının elbette nedeni var. Çünkü mülakat, okulların Ak Partinin eğitim merkezlerine dönüşmesinin aparatı olarak işlev görüyor. Bu mülakatlarda seçilen okul idarecileri ve öğretmenler okullara adeta Ak Parti temsilcisi gibi atanması amaçlanıyor. Ve maalesef okullarımız siyasetin yeni propaganda platformu haline getirilmeye çalışılmaktadır. Ve bunda da kısmen hedefe ulaşıldığı anlaşılmaktadır. Bir yanda torpilli öğretmenler, bir yanda atanamadığı için intihar eden öğretmenler… Derince’de atanamayan 23 yaşındaki Aziz öğretmenin intiharı kimin umurunda acaba? Ah vicdan, ahh. Nerelerdesin?

DİNDAR NESİL DEDİLER KİNDAR NESİL OLUŞTURDULAR

Kıymetli basın mensupları, bir başka vurgulanması elzem konu da, bu eğitim sisteminin ürünleri, gençlerimiz. Sokaklar, toplumsal şiddetin her çeşidine şahit artık. Sabırsız, her an patlamaya hazır bir kindar nesil türedi. Peki, bu nesil Ak Parti iktidarından başka iktidar gördü mü? Hayır. O halde dindar nesil yetiştireceğiz diyenlerin günün sonunda kindar nesil yetiştirmiş olmaları acaba neyin göstergesidir? Sokakları geçtik, okulların içinde toplumsal şiddetin her boyutunun yaşanıyor olması, çeteleşmenin ve akran zorbalığının her türüne rastlanıyor olması neyin eseridir? Bu eğitim sisteminin bir fiyasko ile sonuçlanmasından başka bir anlamı var mıdır sizce bu tablonun?

İNSAN BİRAZ TUTARLI OLUR

Erdemli ve maneviyatla donanımlı gençler için önce büyüklerin örnekliği gerekir arkadaşlar. Devletin en tepesinden akıyor kin ve nefret maalesef. Öyle sözler işitti ki bu millet en tepelerden, akıl havsalaya sığmaz. İftiralardan, yalanlardan ve hakaretlerden beslenen toplumun çocuklarından ahlaklı nesil nasıl çıksın? Mülakat konusunda olduğu gibi dün söylediğini bugün inkar edercesine zikzak çizen yöneticilerin idare ettiği eğitim sisteminden kim, ne bekleyebilir? İnsan biraz tutarlı olur. Özellikle yöneticiler yalpa yapmaz. Dürüst olur. Güvenilir olur. Sözünün eri olur. Rol model olduğunu unutmaz. Gençlerin, siz yöneticileri rol model olarak gördüğünün acaba farkında mısınız? Siz yalanı, iftirayı, sözünde durmamayı normalleştirirseniz sizi rol model sayan bu gençlerden dürüst insan çıkmasını nasıl bekleyeceksiniz?

CANLA BAŞLA ÇALIŞACAĞIZ

Sözün özü, her konuda olduğu gibi eğitim sistemimizdeki ağlanacak halimizi birkaç başlıkla bugün özetlemeye çalıştık. Sadece uyguladıkları eğitim sitemi bile Ak Partiden kurtulmak gerektiğinin en açık nişanesidir. İnşallah yerel seçimlerle birlikte Ak Parti kabusundan bu memleketi kurtarmak için canla başla, hep birlikte çalışacağız. Aydınlık yarınlar umuduyla basın toplantımıza katılımınız için teşekkür ediyor, sizleri muhabbetle selamlıyorum.”