Saadet Partisi Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Murat Uzar kent ve ülke gündemini değerlendirdi. Uzar; " Memur ve emekliler için yapılan toplu iş görüşmelerinde hükümetin Merkez Bankasının açıkladığı enflasyon oranıyla bile çeli
Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanlığı,basın toplantısı düzenledi. Saadet Partisi Kocaeli İl Başkan Yardımcısı Murat Uzar basın toplantısında gündeme ilişkin önemli açıklamalarda bulundu.
Tek adam rejimine dikkat çeken Uzar şu ifadelere yer verdi; "Saadet Partisi Kocaeli İl Başkanlığı olarak bu hafta da, ülkemizin geldiği içler acısı durumu anlatmaya, milletimizin yaşadığı can sıkıcı tabloyu ortaya koymaya ve bunlara vesile olan tek adam rejimine dikkatleri çekmeye çalışacağız.
Bunlar yönetici değil, At Yarışı Spikeri…
Değerli arkadaşlar, yaz sıcaklıkları gibi çarşı pazarın ateşi de milletimizi yakmaya, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın ifadesiyle milletimizi bunaltmaya devam ediyor. Bu yaşananların sorumlusu 21 yıllık iktidarları değilmiş gibi olup bitenin farkında olduğunu söylüyor. Erbakan hocamızın benzetmesiyle at yarışı spikeri gibi herkesin gördüğünü dile getirmiş oluyor. Bütün uyarılarımıza rağmen konfor odaklı beton ekonomisini önceleyen yönetim anlayışlarının memleketi bu hale nasıl getirdiğine ise hiç kafa yorulmuyor.
2018 yılında, Genel Başkanımız Sayın Temel Karamollaoğlu bu günlere işaret ederek; “Lafa değil icraata bakın. Geldiğimiz noktaya bakın. Evet, ortada muhteşem saraylar var, yüksek binalar var, hızlı trenler var, yollar, köprüler, tüneller var. Ama bilesiniz ki, bunların tamamının bedelini siz ödeyeceksiniz, size ödettirecekler” demişti. Ve bugün hep birlikte ödüyoruz maalesef.
21 yıldır ülkeyi yöneten Erdoğan’ın bugün kalkıp “ekonomik krizin farkındayız” demesi, milletle dalga geçmekten başka bir şey değildir. Yanlış ekonomi politikalarıyla gelinen bu noktayı “iş bilmezliğimizle, beceriksizliğimizle sizi bu hale getirdik” diyemediği için at yarışı spikerliği yapmayı tercih ediyor.
Enflasyonu indirmeyi, talepleri azaltmaya yönelik tedbirlerle sağlamaya çalışan bu acayip akla, hem alım gücünü yükseltip, hem bu alım gücünün tetiklediği üretimi artıracak politikalar uygulamak gelmez arkadaşlar. Varsa yoksa kaynakları yandaşlara aktarmaya zemin hazırlayan rant ekonomisine kafaları çalışır bunların.
İktidar, Hayal Pazarlamacısıdır
Değerli Arkadaşlar, yılın ilk 7 ayında 430 Milyar TL bütçe açığını yine aynı dönemde toplanan 2 Trilyon TL’ye rağmen kapatamayan bu iktidarı tanımlayacak en özel kelime, beceriksizliktir. Bu iktidarın hayal pazarlayarak milleti kandırmaktan başka bir becerisi de maalesef yoktur.
Seçim öncesi her gün petrol ve doğalgaz bulan hayal pazarlamacılarına sormak lazım. 80 gündür neden petrol bulamaz oldunuz acaba? Gabar petrolümüz küstü mü bize yoksa? Uçak gemimiz su mu aldı da sefere çıkmıyor artık? Şehir şehir gezdirilen TOGG’lar neredeler şimdi acaba? Zam ve vergi yağdırmaktan bu hayal iklimini pazarlamaya zaman mı bulamıyorsunuz yoksa?
Sahi siz, hayal satıcılar, mülakatı kaldıracaktınız değil mi? Öğrencilere bir kereye mahsus ÖTV ve KDV’siz elektronik eşya alım garantisi vermemiş miydiniz siz? 10 GB bedava internet de sattığınız hayallerdendi sanki? 150 bin liralık evlilik kredisi de hayal satışının dolgu malzemesi miydi acaba?
“Dünyanın en çok büyüyen ikinci ülkesiyiz” diye yıllardır hayal satan Erdoğan ve avenesi, 2002’de dünyanın 17. ekonomisi iken bugün G20’den düşmek üzere olan 21. ekonomi olduğumuzu acaba nasıl açıklayacaklardır?
2023 geldi, ne zaman uçacağız?
Bu hayal pazarlayıcılarına sormak lazım; bizim 2023 hedeflerimize ne oldu? 2023’te hani biz uçuyorduk, kaçıyorduk? 2023’te tek haneli enflasyon hayali satmıyor muydunuz siz? Lozan’ın gizli maddeleri vardı hani ve onlar elimizi kolumuzu bağlıyordu. O maddelerden kurtulacaktık ve 2023 bizim için aydınlık günlerin başlangıcı olmayacak mıydı? Milleti perişan ettiğiniz bu 2023, ya hedefinizde olmasaydı bu milletin hali ne olacaktı acaba?
Hani bizim milli gelirimiz 2023’te 25 bin dolar olacaktı Sayın Erdoğan? Bu hayalin satıldığı zamanlarda bugünkü 9 bin doların bile üstünde bir milli gelirimiz olduğunu hatırlıyor musunuz ey Ak Partililer?
Halktan kopanlar, halkın sorunlarını çözemezler
Değerli arkadaşlar, iktidarların en önemli görevi vatandaşlarının insan onuruna yaraşır bir hayat sürmesini temin etmektir. Böyle bir derdi olmayan bugünkü iktidar halktan kopuk bir hayat sürmektedir. Halktan koparak sarayların büyüsünde dünyevileşenler, hayat pahalılığıyla asla mücadele edemezler. Asıl hayal, bu tek adam rejiminin, bu saray saltanatçılarının halkı düşünmesini beklemektir.
Buna dair bir çok örnek sıralanabilir. Mesela bir genç bu kiralarla ve bu koşullarda sizce evlenmeyi hayal edebilir mi arkadaşlar? Hayal pazarlayarak aslında gençlerin hayallerini bitirdiler. Üniversiteler açılmak üzere ve yüz binlerce genç şehirlere yığılacak. Gençlerin barınma, uygun kiralık ev bulma ve yurt bulma sorunu iktidarın hiç aklınıza geliyor mu dersiniz? Okullar açılıyor, servis ücretleri, okul ve kırtasiye masrafları ne düzeyde, biliyorlar mı?
Memurla at pazarlığı yapılıyor
Arkadaşlar, memur ve emekliler için yapılan toplu iş görüşmelerinde hükümetin Merkez Bankasının açıkladığı enflasyon oranıyla bile çelişen oranları önermesi, Amerikalı dostlarından öğrenilmiş iyi bir at pazarlığı teklifi olabilir ancak. Müteahhitliğe terfi eden iş bitirici Ak Partililerin ağlamasına ne hacet?
Ak Parti destekçileri vebal kavramını unuttu
Değerli basın mensupları, bütün bu sorular, iktidara olduğu kadar olup biteni düşünmesi ve sorgulaması gereken Ak Partili kardeşlerimize ve iktidar destekçisi toplumsal gruplaradır.
Denetleyici baskı grubu olması gereken sivil toplum kuruluşları siyasi tercihlerinde elbette özgürdürler. Ancak, yanlışlar, kötü gidişat ve toplumsal dejenerasyon konusunda destek verdiğiniz siyasi partiyi uyarmak, ona yol göstermek her STK için bir varlık sebebi değil midir? Bunca yanlışa alkış tutmanın maddi ve manevi sorumluluğu olmadığını mı zannediyorsunuz? Doğrusunu bilip yanlışa destek vermenin erdemlilikle bağdaşmayacağını artık anlamanız gerekmiyor mu sizin? Kaynağı çaresizlik olan oylarla iktidara gelmenin, ülkeye de iktidara da bir hayır getirmediğini yaşadığımız bu atmosferde bile fark etmiyor musunuz?
Saray rejimi son bulmalıdır
Sözün özü ey Ak Partili kardeşim, Ak Partinin, Hz. Ömer’in yamalı elbisesinden bahsederek, Dicle’nin kenarındaki koyunun hakkından söz ederek iktidara gelen ve Beyaz Saraydan 8 kat büyüklükle dünyanın en büyük sarayında şahları kıskandıracak şatafat ve israf hayatına meftun olan bir parti olduğunu ne zaman anlayacaksınız?
Ak Partinin, kutsallarla aldatan, halkın vergisini komisyon, rant ve rüşvetle paylaşan bir güruhun adresi olduğunu görmeniz için daha nelerin yaşanması gerekmektedir?
Halk inin inim inlerken örtülü ödenekten günde 30 milyon lira harcayan bu saray rejiminden bu milleti kurtarmak için tüm vatanseverleri birlikte hareket etmeye davet ediyor, katılımlarınız için sizlere teşekkür ediyorum.