19 Yıl geçmiş üzerinden büyük deprem felaketinin.. O kara gün dönemlerinde doğanlar bugün 19 yaşında birer delikanlı, birer genç kız. Çocuk olanlar ise birer yetişkin.
Bugün bu kentin sokaklarında gezenlerin neredeyse yarısı 1999 depremini yaşamadı.
Kimisi çocuktu, kimisi yeni doğdu, kimisi ise başka şehirden buraya göç etti.
Ama ya kalanlar..
Bizim gibiler.
Unuttuk mu o kara geceyi…
17 Ağustos 03.02’yi…
45 saniye süreyle toprağın bizi hallaç pamuğu gibi attığını..
Yitirdiğimiz canları, yaralılarımızı, yıkılan evlerimizi..
Dağılan yaşamlarımızı.
***
Kendi adıma söylüyorum, aslında unutmadım, unutamayız ama zaman var ya şu zaman…
Üzeri küllendi sanmıştım.
Ta ki düne kadar…
Fotoğrafa dikkatlice bakın.
Gölcük, Kavaklı sahili tamamın yıkılmış durumda.
Tam 19 yıl önce sırtımda çanta, elimde fotoğraf makinesi…
Robotlaşmış bir şekilde yıkıntıların arasında geziyor, fotoğraf çekiyordum.
Acıyı kanıksamıştım sanki.
Deklanşöre her basışımda tarihe not düşmek istiyordum.
‘Bize babalarımız depremi anlatmadı, çocuklarıma, torunlarıma, gelecek kuşağa depremi gösterecek kareler çekecektim.”
***
Dün…
İzmit Belediyesi’nde başkan danışmanı Semra Togay aradı.
Deprem Müzesini tanıtacaklarmış.
Başkan Nevzat Doğan’ın da katılımıyla sanki bir zaman yolculuğuna çıktım.
Simülasyon odasında 6 şiddetinde yapay bir deprem yaşadık.
Korkuluklara tutunduk düşmemek için.
Doğan, “İnsanlar korkmasın diye o gece ki 7.6 büyüklüğünde bir depremi yaşatmıyoruz” dedi.
Simülasyon odasında zemin zangır zangır titrerken o geceye döndüm birden…
Daha ayaklarımın titremesi geçmemişti ki odadan dışarı çıktık.
Ve birden fotoğraftaki görüntü karşımızaydı.
Yıkılan bir evin salonundan Gölcük Kavaklı sahilinin üç boyutlu görüntüsü.
Boğazım kurudu, başım döndü, gözlerim doldu.
Genç muhabir arkadaşlardan utanmasam haykıracağım, ‘Orada kimse var mı’ diye.
Ağlamak, hıçkıra hıçkıra ağlamak istedim.
Hayatının baharında kaybettiğim arkadaşlarım için..
Tanıdıklarım, dostlarım için.
20 bin İzmitlinin her biri için gözyaşlarım akmaya hazırdı, zor tuttum kendimi.
***
İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ı yürekten, gönülden kutluyorum.
Cephanelik alanında muhteşem bir deprem müzesi yapmış.
’17 Ağustos 1999 deprem anma ve farkındalık müzesi’
Çok ama çok teşekkür ediyorum.
19 yıl önce o yıkıntıların arasında sadece haber yapmıyordum.
Yaşadığımız felaketi, acıyı, dramı gelecek kuşaklara aktarmak için gece gündüz fotoğraf çektim.
O günden sonra her ortamda depremi anlatmaya çalıştım.
Artık içim rahat.
Nevzat Doğan asla unutulmayacak bir müze ortaya koymuş.
Depremi yaşayan herkes… Alsın çocuklarını bu müzeye gitsin.
Nasıl bir felaket yaşadığımızı iliklerine kadar hissetsin.
İlimizdeki tüm öğrencileri, sokaktaki herkesi kolundan tutup bu müzeye götürelim.
Öğrensinler, bilsinler 1999’un 17 Ağustos’unu.
Bilsinler ki, yüz yıl içinde aynı büyüklükte yine bir deprem yaşayacağız.
Biz görmeyeceğiz ama torunlarımıza aktarılsın.
Büyüklerimiz bize anlatmadı, öğrenemedik.
Büyük acılar ödeyerek yaşadık depremi.
***
Allah bir daha göstermesin diyeceğiz ama bu bir doğa olayı.
Bu coğrafyada tekrar olacak.
17 Ağustos 1999’da kaybettiğimiz tüm canlarımızı bir kere daha rahmetle anıyorum.
İzmit Belediye Başkanı Nevzat Doğan’ı da böylesine önemli bir müze inşa ettiği için bir kere daha kutluyorum.