İzmit Belediyesi, 1923'te imzalanan Türk-Yunan Nüfus Mübadelesinin 101'inci yıl dönümü dolayısıyla, Balkan Dernekleri Yerleşkesinde anma programı düzenledi
Programda konuşan Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, "Onların hikayeleri, bizlere direnç, sabır ve umudun ne kadar büyük değerler olduğunu öğretiyor. Onların hafızasını yaşatmak, verdikleri mücadeleyi ve gösterdikleri direnci hatırlamaya ve hatırlatmaya devam etmek istiyoruz" dedi.
Vatanlarından göçen mübadiller anılarak dönemin hikayeleri, umutları ve hüzünleri paylaşıldı. Programla geçmişten geleceğe köprü kuruldu. Lozan Mübadilleri Vakfı Mütevelli Üyesi Süleyman Mazlum’un konuşma yaptığı programda, Kocaeli Üniversitesi Dr. Öğretim Üyesi Oğuz Polatel ve İzKSV Yönetim Kurulu Başkan Yardımcısı Yavuz Ulugün söyleşi gerçekleştirdi. Söyleşi sonrasında ise İzmit Belediyesi Kent Orkestrası tarafından Balkan Ezgileri Konseri verildi.
"Acı, gözyaşı ve yüreklerde dinmeyen bir sızı bıraktı"
İzmit Belediye Başkanı Fatma Kaplan Hürriyet, programda yaptığı konuşmada, "Bugün burada, tarihimizin en önemli olaylarından biri olan Türk-Yunan Nüfus Mübadelesinin 101. yıl dönümünü anmak ve 29 Ocak Batı Trakya Türkleri Milli Direniş Günü’nü hatırlamak üzere bir araya geldik. Cumhuriyet'imizin kurucusu Gazi Mustafa Kemal Atatürk; muhacirleri ve onların yaşadıkları büyük sıkıntıları, 'Muhacirler, kaybedilmiş topraklarımızın aziz hatıralarıdır' diyerek en güzel şekilde açıklıyor aslında. 30 Ocak 1923. Bu tarih, Anadolu topraklarıyla yeni bir hayata başlamak zorunda kalan yüz binlerce insanın hikayesinin başlangıcı oldu. Mübadele Sözleşmesi, her iki ülkeden yaklaşık iki milyon insanda acı, gözyaşı ve yüreklerde dinmeyen bir sızı bıraktı. Onlar, doğdukları, büyüdükleri, hatıra biriktirdikleri toprakları terk etmek zorunda kaldı ve bilinmezliklerle dolu bir yolculuğa çıkmışlardı aslında" dedi.
"Onları anmak bizlerin boynumuzun borcudur"
Başkan Hürriyet, sözlerini şöyle sürdürdü: "Mübadeleye tabi tutulanlar; limanlarda, tren istasyonlarında kurulan çadırlarda haftalarca beklediler. Kış mevsiminin en zorlu koşullarında çok büyük bir yolculuğa çıkmak zorunda kaldılar. Yollar da hayatlarını kaybeden yakınlarını denize vermek zorunda kalanlar oldu. Birinci kuşak mübadillerin çoğu memleket hasretiyle aramızdan ayrıldı. Bu topraklara ayak basan mübadiller, yeni bir başlangıç yapmak, kendilerine ve ailelerine yeni bir hayat kurmak zorundaydılar. Onların karşılaştıkları zorluklar, yaşadıkları acılar ve ümitler, bugün bizim tarihimizin en önemli parçalarından biri. Onların hikayeleri, bizlere direnç, sabır ve umudun ne kadar büyük değerler olduğunu öğretiyor. Onların hafızasını yaşatmak, verdikleri mücadeleyi ve gösterdikleri direnci hatırlamaya ve hatırlatmaya devam etmek istiyoruz. Her sene bu anma programını yaparak onları anmak bizlerin boynumuzun borcudur"