Göreve gelişinin birinci yılını TV 262’de Erdal Sertel’in moderatörlüğünde gerçekleşen, ‘Bizimşehir’de Gündem’ programına değerlendiren Derince Belediye Başkanı Sertif Gökçe, imzalanan toplu sözleşme hakkında bilgi verdi. Ekonomik sorunların sebebinin işçi olmadığını ifade eden Gökçe, imzalanan sözleşme ile diğer belediyelere örnek olduklarını ve çalışma barışını korudularını belirtti. Gökçe’nin canlı yayındaki açıklamaları şu şekilde:

EKONOMİK SIKINTININ SEBEBİ İŞÇİ DEĞİLDİR
Derince Belediyesi'nde 430 işçi 120 civarında da memur personel ile toplam 550 personel ile çalışmaktadır. Hizmet İş Sendikası ile sözleşme imzalandık. Sonuçta bu ekonomik sorunların sebebi işçi değildir yani ülkenin bu hale gelmesinde işçinin payı yoktur. Belediyelerin kötü yönetilmesinin sebebi de işçi değildir. Ben de çok düşündüm taşındım gece yatarken uykularıma girdi evet imzadan dolayı işçiler belki mutlu oldu ama işveren tarafı da çok eleştiren oldu bu parayı nasıl vereceğim diye. Parayı verip vermemek ayrı bir hikaye işçinin hakkını vermek ayrı bir hikaye ben ikisini birbirinden ayırıyorum. Önümüzdeki aylarda biz dahil hiçbir belediye maaşları tam ödeyemeyecek çok ciddi bir ekonomik sıkıntı var. Ama biz az da arttırsak çok da arttırsak yine ödememe sıkıntısıyla karşı karşıyayız. O zaman bari işçinin hakkını ver alın terinin hakkını ver önümüzdeki aylarda belki de tam gününde ödeyemeyebiliriz doğru ama bu hakkını az vermek anlamına gelmiyor. Eğer bu ülke zenginleştiği zaman sermaye sahipleri bu ülkenin kaymağını yediklerinde ülke fakirleştiğinde ülke yoksullaştığında bunun sorumlusu da bence dar gelirli ve işçi değildir.

BELEDİYE GELİRLERİ BİRÇOK KALEMDE AZALDI
Belediyenin gelirleri çok ciddi anlamda düştü mesela İller Bankası'ndan belediyeye gelen para 5 sene önce 10 lira iken bugün 100 lira alması gerekiyor. Çünkü belediyenin giderleri 5 yıl içinde 10 kat arttı. Ama gelirleri 5 kat bile artmadı. En büyük gelirimiz İller Bankası'ndan gelen pay. İller Bankası ülke içerisinde toplanan bütün vergilerin nüfus sayımına bölümü kişi başına düşen parayı bulduktan sonra o ilçedeki nüfusla çarpımı ile bize düşen paydır. Dolayısıyla ülke fakirleştikçe vergiler de azalıyor. Vergi azaldığı için tahsilat azaldığı için ülke de daralma olduğu için bize düşen pay da yarı yarıya düştü. Belediye gelirlerinden ikinci büyük kalem inşaat ruhsat harçlarıydı özellikle bazı belediyeler çok ciddi anlamda ruhsat harçlarıyla ayakta duruyordu. Bunlar da inşaatların yapılmaması sebebiyle ruhsat harçları da ciddi manada azaldı. Üçüncü olarak da mal alımları demir çimento gibi ürün fiyatları 20 kat arttı. Belediye kasasına giren para bu yüzden çok azaldı. Belediyenin gelirleri azalırken bazı giderleri aşırı pahalanmıştır. Dolayısıyla gelir ve gider dengesizliği var tabi tüm bunların sorumlusu işçiler değil.

İŞÇİ GÜLMEZSE HALK DA GÜLMEZ
İmzalanan sözleşme ile ortalama bir işçinin eline yaklaşık 50-55 bin liraya geçiyor. Bunların içinde ikramiye ve bayram parası yok. İşçiye % 45 değil de %30-35 de verseydim yine ödeme zorluğu yaşayacaktım. En azından işçinin bir hakkı kalsın bizde, o mağdur olmasın istedim. İşçi arkadaşlarıma her zaman söylediğim şey, İşçi gülmezse halk da gülmez. İşçi mutlu değilse belediye yönetimi işçiyi çalıştıramaz eğer biz düşük ücret vermiş olsaydık çalışma barışı bozulurdu işçinin morali bozulurdu ve o işçi verimli çalışmazdı, beyninde pasif direniş yapardı. Ben hakka hukuka inanan bir insanım.