Bolu Kartalkaya’da Çıkan Yangın, Konya da kendiliğinden çöken bina Yapı stoklarımızın durumunu ve Afetlere Karşı Hazırlıksızlığını acı bir şekilde Gözler Önüne Sermiştir.
TMMOB İnşaat Mühendisleri Odası Kocaeli Şubesi Basın açıklaması yayınladı. Öncelikle vefat eden vatandaşlarımız için başsağlığı yaralılarımız için acil şifalar diliyoruz. Bir daha böyle acıların yaşanmamasını temenni ediyoruz.
Ancak Bolu’da meydana gelen otel yangını ve Konya’da kendiliğinden yıkılan bina, mühendislik disiplinlerinin hayati önemini ve eksik ya da ihmal edilen mühendislik uygulamalarının sonuçlarının ne denli trajik olabileceğini bir kez daha acı bir şekilde ortaya koymuştur. Bu olaylar münferit vaka değil, aynı zamanda sağlıklı ve güvenli kentler inşa etmenin gerekliliğini göstermektedir.
Ülkemizde yapıların üretim aşamasından denetimine kadar deprem, yangın gibi afetlere karşı güvenliği konusunda ciddi zafiyetler söz konusudur. Otel, hastane, okul, yurt gibi yapıların, konut nitelikli yapılara göre farklı hususlara dikkat edilerek üretilmesi, bu yapılarda yangın olaylarına karşı öngörülen tedbirlerin alınması ve düzenli olarak denetlenmesi önem arz etmektedir. Elektrik tesisatının, yangın söndürme sisteminin, asansör sisteminin, genel olarak kapıların ve yangın merdivenine açılan, yanmaz malzemeden yapılması gereken yangın kapılarının sık aralıklarla kontrol edilmesi gerekir.
Bolu’daki Otel Yangını: Bolu’da çıkan otel yangını, hızla büyüyerek kısa sürede tüm binayı etkisi altına almış ve ne yazık ki 79 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Yangın sırasında binada bulunan kişilerin tahliye edilememesi ve yangının kontrol altına alınmasındaki zorluklar, yangın güvenliğine dair önemli eksikliklerin olduğunu göstermiştir. Yangına dayanıklı malzeme kullanımı, uygun tahliye yolları tasarımı, yangın algılama ve söndürme sistemlerinin gerekliliği, bu tür faciaların önlenmesinde kritik öneme sahiptir.
Konya’da Kendiliğinden Yıkılan Bina: Konya’da geçtiğimiz günlerde bir bina, herhangi bir dış etki olmaksızın kendiliğinden çökerek 2 kişinin hayatını kaybetmesine neden olmuştur. Çökme sırasında binanın dayanıklılığını yitirdiği ve malzeme yorgunluğuna bağlı olduğu tahmin edilen ciddi yapısal kusurlar olduğu görülmektedir. Özellikle eski yapı stoğunun, günümüz mühendislik standartlarına ve deprem yönetmeliklerine uygun olmadığı bir kez daha trajik sonuçlarla ortaya çıkmıştır.
Konya’da kendiliğinden yıkılan bina ne ilk ne de son olmayacaktır. Daha önce yine Konya’da zümrüt apartmanı, yine geçtiğimiz sene Bahçelievler Zafer Mahallesi'nde ve Küçükçekmece Kartaltepe Mahallesi'nde kendiliğinden yıkılan binalara şahit olduk. Kendiliğinden çöken bina riskli yapı stoğunun nasıl büyük bir tehlike arz ettiğini bir kez daha gözler önüne sermiştir; Bölgemizde yapılan envanter çalışmaların önemini göstermiştir. Bu çalışma ülke geneline yayılıp ardında da hızlıca Kentsel dönüşüme geçilmesi gerekmektedir.
Kentsel Dönüşüm Felaketlerin Önüne Geçebilir:
Bu olaylar, sağlıksız ve denetimsiz yapı stoğunun tehlikelerini gözler önüne sermektedir. Kentsel dönüşüm projeleri, bu tür felaketlerin önlenmesi için kaçınılmaz bir çözüm sunmaktadır. Ancak kentsel dönüşüm yalnızca binaların yenilenmesi değil, aynı zamanda çağdaş mühendislik teknikleriyle güvenli ve dayanıklı yapılar inşa edilmesi anlamına gelmelidir.
• Eski ve riskli yapıların yerinde, sağlam zemin analizleri yapılmış ve uygun projelerle dönüştürülmesi elzemdir.
• Kentsel dönüşüm süreçlerinde yangın güvenliği, yapısal dayanıklılık ve modern mühendislik standartları öncelik haline getirilmelidir.
• Mühendislik ve denetim hizmetlerinin, süreçlerin her aşamasında eksiksiz şekilde uygulanması sağlanmalıdır.
Mühendislik, Güvenli Geleceğin Anahtarıdır:
Her iki olay da bizlere göstermiştir ki, mühendislik biliminden ödün verilmesi ya da göz ardı edilmesi, insan yaşamını doğrudan tehdit etmektedir. Bilime dayalı mühendislik yaklaşımları, yalnızca yapılarımızı değil, aynı zamanda toplumsal güvenliğimizi inşa eder.
İnşaat Mühendisleri Odası olarak önerilerimiz:
• Yapı güvenliğini artıracak denetimler titizlikle yapılmalıdır.
• Riskli yapı stoğunun tespiti için kapsamlı çalışmalar yapılmalı ve bu yapıların kentsel dönüşüm sürecine hızla dahil edilmesi sağlanmalıdır.
• Yangın güvenliği ile ilgili mevcut yönetmelikler daha sıkı denetim altına alınmalı ve uygulanmalıdır.
• Halkımızın, yapılarda mühendislik hizmeti almanın bir tercih değil, zorunluluk olduğunu bilmesi sağlanmalıdır.
• Yetkin mühendislik veya stajyer mühendislik gelerek mühendislerin bilgi ve deneyimine göre aldıkları yetkiler sınırlandırılmalıdır.
Sağlıklı ve güvenli kentlerin inşası, ancak bilimsel temellere dayalı kentsel dönüşüm politikalarıyla mümkün olacaktır. Yaşanan acı olayların tekrar etmemesi için gerekli adımların ivedilikle atılması gerektiğini kamuoyunun bilgisine saygıyla sunarız.