Darıca'da oturan işçi Yaşar Kaya'nın çalıştığı iş yerinde intihar ettiği iddia edildi. Ancak ailesi bunun için bir sebebi bulunmadığını söylüyor
Darıca Kazım Karabekir Mahallesi’nde yaşayan 45 yaşındaki Yaşar Kaya’nın cansız bedeni geçtiğimiz perşembe günü çalıştığı yerde bulundu. Kaya iki yıldır Gülsan Hazır Beton fabrikasında firmanın kendi işçisi olarak çalışıyordu. Kaya'nın cansız bedeni perşembe sabahı çalıştığı yerin yakınlarında bir ağaca elektrik kablosu ile asılmış halde bulundu. İntihar ettiği düşünülen Kaya'nın ailesi otopsi sonucunu beklediklerini söylüyor.
İNTİHAR DEDİLER
Yaşar Kaya’nın kardeşi Dursun Kaya yaşadıklarını şöyle anlatıyor: “Perşembe sabahı telefon ile abimin işyerinden aradılar. Abimin iyi olmadığını, benim oraya gitmem gerektiğini söylediler. Ben ne olduğunu merak edip tekrar arayınca elektrik kablosu ile kendini astığını söylediler. Şirket arabası ile beni aldırdılar. Abim orada üretim elemanı olarak çalışıyordu. İşler azaldığı için 1 aydan fazladır gece bekçisi olarak çalıştırmaya başlamışlardı. Akşam beşten sabah yediye kadar bekçilik yapıyordu. Orada iki bekçi var. Biri idari binanın önünde, diğeri de 150-200 metre aşağıda fabrikanın girişinde bekliyor. Abim idari binanın önünde tek bekliyordu. Abimin intihar ettiğini söyledikleri yer girişin çok aşağısında, fabrika sahasının en dibinde, görev yerinin çok uzağında. Diğer bekçi 03.30’da yemek yediklerini 4.15’te abimin yemekhaneden çıktığını ve sonra bir daha görmediğini söyledi. Abim sabah idari binanın kapısını açıyordu. Gittiğimde benim gördüğüm boynunda dolanmış değil düz bir kabloydu.”
“Sabah gelenler kapıyı açık bulmayınca abimi aramaya başlıyor. 09.00’u geçe abimin bulunduğu yere giden bir arkadaş kendini astığını söylüyor. Bir ayağı tenekenin üstünde diğer ayağı yerde, elleri hazır ol vaziyetteydi. Elektrik kablosu ile astığını söylediler. Benim gittiğimde gördüğüm kablonun dolanmış değil düz olduğuydu. Adli tıp sonucunu bekliyoruz. O gün 13.30’da Yenibosna Adli Tıp’a gideceğini söylediler. Ancak bizi 15.07’de arayıp hazırladık gelip alın dediler. Gerçekten götürdüler mi bilmiyoruz. Önceden yasal borcu vardı, sigortalı çalıştığı için maaştan kesiliyordu ama sonra borcu bitmişti. Ben daha geçen hafta konuştum borcu olmadığını söyledi. Babamlar ile beraber oturuyordu. Kirada oturuyordu. Eşi ve çocukları da çalışıyordu. Abimin dört çocuğu vardı.”
Baba Hayrettin Kaya ise “Benim 6 evladım var. İnsan tanımaz mı evladını? Ben bilmez miyim? Ben inanmıyorum intihar ettiğine. Oğlum karıncayı bile incitmezdi. Biz çok yokluk çektik, parasız çalıştık, aç kaldık. Hiç o zamanlar böyle bir şeyi bile düşünmedi. İntihar edecek insan o zaman yapmaz mı? Kamera hiçbir yerde yokmuş. Sadece yan taraftaki başka firmada varmış. Ona baktıracağız. Ben Darıca Belediyesinin park bahçe işlerinde çalışıyorum. Orada her yerde kamera var, şirkette nasıl olmaz? 200 -300 milyarlık arabaları var o patronların altlarında. Peki kamera neden yok? Ben asla oğlumun intihar edeceğine inanmıyorum. Devir öyle devir ki zaten, zengin ile fakir kavga etse suçlu direkt fakir olur. Ben 64 yaşındayım hâlâ çalışıyorum. Evimiz kira, 900 lira kira veriyoruz. Biz oğlumun ailesi ile beraber oturuyoruz. Emekli değilim, asgari ücret ile çalışıyorum. Nasıl geçinelim biz? Hırsızlık mı yapalım? Zaten kira verince elde hiçbir şey kalmıyor. Ben çok yerde çalıştım. 2000 lira alıyorsan onu burnundan getiriyor patronlar. Onlar bizim kaşımıza gözümüze hayran değil. Beni aradıklarında oğlum için, yağmur yağıyordu, elim ayağıma dolaştı, o an ne yapacağımı bilemedim. Belki insan çaresizlikten her şeyi yapar ama oğlum niye yaptı bilmiyorum.”
“Bana evladımı kim verecek? 10 evlat verseler benim Yaşar'ımın yerini tutar mı? Çocukları perişan durumda. Oğlum bekçilik yapamaya başladığından beri içine kapanmıştı biraz. Hiçbir belge, yetki olmadan görevini değiştirdiler. Birkaç gündür işe gitmiyordu. İşten çıkmak istiyordu. Gitmemesine rağmen çıkartmadılar, orada duran asıl bekçi köyden gelince çıkarsın demişler. Oğlum sevilen biriydi kimseye karışmazdı.” (Evrensel)