Kocaeli Barosu, Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, KYÖD ve ADD’nin ortak çağrısı ile katledilişinin 31’inci yılında gazeteci Uğur Mumcu bir kez daha anıldı. Çağrı yapan kurumlar, Mumcu’nun faillerinin
Gazeteci Yazar Uğur Mumcu’nun katledilişinin 31’inci yılında meslektaşları ve kurumlar cinayetin bir kez daha aydınlatılması için Uğur Mumcu parkındaki büstün önünde bir kez daha bir araya geldi. Gazeteci, yazar ve hukukçu kimliği ile tanınan Mumcu’nun faili meçhul bir cinayete kurban gitmesinin üzerinden 31 yıl geçmesine rağmen hala cinayettin aydınlatılmadığını söyleyen kurumlar, bir kez daha cinayetin tüm yönleri ile aydınlatılmasını istedi. Açıklamanın ardından Mumcu’nun büstüne karanfiller bırakıldı.
Kocaeli Barosu, Kocaeli Gazeteciler Cemiyeti, Çağdaş Yaşamı Destekleme Derneği, KYÖD ve ADD’nin ortak çağrısı ile yapılan anmaya siyasi partiler de destek verdi. Kurumlar adına açıklama yapan KYÖD Başkanı Uğur Saral, Mumcu’nun halkın haber alma hürriyeti adına canını verdiğini belirtti. Uğur Mumcu kendisini "Ben Atatürkçüyüm. Ben Cumhuriyetçiyim. Ben Devrimciyim. Ben antiemperyalistim. Ben tam bağımsız Türkiye'den yanayım. Ben özgürlükçüyüm. Ben insan haklarının savunucusuyum. Ben yobazların, vurguncuların, işbirlikçilerin düşmanıyım" diye tanımladığını söyleyen Saral, Mumcu’nun hayatını halkın gerçekleri öğrenmesine adadığını kaydetti.
Mütevazı bir hayat tarzını seçerek kalemini hep demokrasiden ve halktan yana kullandığını söyleyen Saral, Mumcu’nun gerçekleri yazmaktan hiç korkmadığını ama onun yazdıklarından korkanları onu katlettiğini kaydetti. Saral, “Uğur Mumcu, bugün yaşasaydı hukukun devletini, Anayasayı yazardı. Uygulanmayan Anayasa Mahkemesi; Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararlarını; İstanbul Sözleşmesinden neden çıkıldığını; Fetö'nün siyasi ayağını, emperyalistlerin orta doğu planlarını, tarikat siyaset ve ticaret üçgenini, kadın cinayetlerini, çocuk gelinleri, tecavüzleri, iş kazasında ölenleri, emekçilerin gittikçe yoksullaşmasını, talan edilen doğayı, depremi, enflasyonu, mağdur edilen emeklileri ve emekli olamayanları ve daha nicelerinin ardındaki gerçekleri yazardı.
Uğur Mumcu'yu bizden almasalar demokrasiden ve özgürlükten yana olanlar seslerini daha güçlü duyurabilirdi. O yine korkmaz halkın haber alma ve gerçekleri öğrenme hakkı uğruna araştırmaya ve yazmaya devam ederdi. Uğur Mumcu Cinayetinin ardından tam 31 yıl geçti. Uğur Mumcu cinayetinin ardından araştırma komisyonları kuruldu, birçok soruşturma açıldı. Yöneticiler failleri yakalamak için şeref sözü verdiler. Her ne kadar Uğur Mumcu Cinayeti davası görülse ve karar onansa de halkın vicdanında Uğur Mumcu cinayetinin halen aydınlatılmamış; faillerinin halen yakalanmamıştır. Halkın gözünde bu dosyanın kapanması ancak ve ancak cinayetin aydınlatılması ve faillerin yakalanması halinde gerçekleşecektir” dedi.